bir dotcom şirketi hikayesi

august

Pazar günü uyuşuk uyuşuk oturmuş bloglara göz atarken ve ilginçtir nerdeyse hiçbir blogun pazar günü bloglamadıklarına birkez daha şahit olduktan sonra hernekadar bu kurumada eczaneler gibi nöbetçi getirilmesi taraftarı olsamda nasıl olur. evet portalcı arkadaşlar site adı nobetciblogcu.com gibi bi isimde o günün nöbetçisi seçilsin ve günü her saat başı yeni bir yazıyla doldurmaya göreli olsun hehehe alın size bir fikirde bende girişin durun 🙂

herneyse bu buhranlar arasında arşivime yeni kattığım ki josh hartnett ki buradan kim olduğunu öğrenebilirsiniz in kapakta olmasının ve de tabii imdb puanının ki şuradan görebilirsiniz etkisiyle aldığım august filmini izleyeyim dedim. iyiki de demişim film bir start-up teknoloji şirketi kurarak yola çıkan ve yüz milyonlarca dolar kazanana iki kardeşinin şirketindeki işlerin kötüye gitme hikayesini anlatıyor. ama beni asıl etkileyen sahne tomun babasıyla kavga ettiği sahnede senisn yenilgilerin var diye benim de olmayacak diye başlayan ve aslında internetin hayalini anlatan konuşması ve sonrada e-semozyumdakiinternet özgürleştirdimi bizi ama nasıl b2b veya b2b olmayan şeklinde vardığımız noktayı anlatan konuşmasıydı.

aslında film bir teknoloji filmi olmanın ötesinde daha felsefi bir film çünkü bilgisayar başına geçip öyle dakikalarca pata pata tuş sesi duymuyoruz bu filmde bunu ötesini göstermek istemiş bize yönetmen ki gören göz görür göremeyen görmez ( çokta ikinci cumhuriyetçi entellektüelitesinde bir cümle oldu derken bile kıl bi cümle kurdum dimi :D)  zaten bunun en önemli göstergesi de filmde sadece 4 -5 snahnenin bilgisayar içerikli olması

izleyin drim tavsiye ederim ….


Yayımlandı

kategorisi

,

yazarı:

Yorumlar

Bir cevap yazın